27 Ocak 2018 Cumartesi

BİR MİM VE "200 DAYS OF GRANNY SQUARE" 2.3.4.5.6. GÜN



Güzel bir toplama yazısı oldu bence. Hem mimlendim hem motiflerim birikti. Şöyle renkli renkli bir yazı olsun dedim. Taktım koluma yün sepetimi, ışığı yakaladım ve bir ağaç kenarında başladım fotoğraflamaya. Sanırım benim için motifleri biriktirerek bloga koymak daha iyi olacak. 

Gelelim mimlenme konusuna. Canım öneri makinesi çok tatlı sorularla bir sinema mimi hazırlamış üstüne bir de beni mimlemiş. 

Buyrun tüm cevaplar burada.

24 Ocak 2018 Çarşamba

EZGİSSİMO SOSYOPİX ORTAK YAPIM / PRODUCT PHOTOGRAPHY



Herşey hazırladığım yeni yıl çekilişi ile başladı. Çekilişte hediye ettiğim takvimi Sosyopix'te hazırlamıştım. Çekilişi duyurmak için yayınladığım fotoğraf ile de sevgili Cennet beni keşfetti.

Çok tatlı bir sohbet ile başlayan üretim süreci oldu. Benden ürünleri ile ilgili fotoğraf çekmemi rica ettiler. Ben de keşfedilmenin heyecanı ile bayıla bayıla kabul ettim. Çünkü seviyorum fotoğraf çekmeyi. Hele ki böyle üründür, elişi fotoğrafıdır, çok hoşuma gidiyor.


23 Ocak 2018 Salı

ALTIN KÜRE ÇELINC #1 - 4 FİLM-


Sevgili Sibelynka'nın Altın Küre Çelıncına katılmıştım. Şu sıralar daha çok dizi izliyorduk, film izlemek için güzel bir amaç olur dedim. Hem Oscar'da neler olacağını heyecanla beklerim diye filmleri birer birer izlemeye başladım. 

İzlediğim sıraya göre filmleri kısa kısa yorumlamak isterim. Film yorumu konusunda çok iyi sayılmam. Konuyu ipucu vermeden anlatacağım diye göbeğim çatlıyor. 

Haydi bakalım başlayalım.

1.Lady Bird 

Hakkında hiç birşey okumadan izledim filmi. Tek bildiğim yönetmeninin Frances Ha'daki sarışın kız olduğuydu. Bence iyi iş çıkarmış. Abartısız gerçek bir filmdi. 

Baskıcı, kontrol manyağı, sevgisini gösteremeyen bir anne ile tek amacı gitmek olan ergen kızımızın ilişkisi üzerine bir film izliyoruz. Ailesinin koyduğu adını bile kabullenmediği için kendine taktığı isim "Ladybird" ile çağırılmak istiyor. 
Herkesin kendi ergenliğinden minicik de olsa bir şeyler bulabileceği bir film. 

Filmde en çok sevdiğim sahne; müzikalin başına çocukları çalıştırması için futbol koçunu getirdikleri bir sahne vardı ki anlatılmaz yaşanır. Adamın taktiklerini dinlerken katıla katıla güldüm. 

Filmi sevdim diyebiliriz. 


2. Victoria & Abdul 

Kolay izlenen filmlerdendi. Filmde Judi Dench'i hayranlıkla izledim. Kaliteli oyuncular nasıl da farklı. Gözlerindeki ifade inanılmazdı. 
Hindistan'ın İngiltere'nin sömürgesi altında olduğu yıllarda, Hintli bir katip İngiltere'ye Kraliçeye verilmesi gereken hediyeyi ulaştırmak için yola çıkar. Kraliçe ile kesinlikle göz temasında bulunmaması gerektiği defalarca söylense de göz göze geldikleri o an, aralarında bambaşka bir ilişki başlayacaktır. 

Filmde en sevdiğim sahneler; filmin başlarında bir yemek sahnesi vardı. Buradan anlatınca pek komik olmayacak, izlediğinizde ne demek istediğimi anlayacaksınız. 
Çok güldüm:) 

Bir diğer sevdiğim sahne iste Victoria ile Abdul arasında geçen bir konuşmada Abdul şöyle der; " Hayat da halı gibidir. Bir desen oluşturabilmek için ipliklerimizi dokuyoruz. " 

İzlemesi keyifliydi diyebilirim. Pişman olmazsınız. 



3. 3 Billboards Outside, Ebbing, Missouri

Bu filmler arasında en çok beğendiğimdi aslında. İsmi az biraz uzun olsa da  filmin oyuncu kadrosu muhteşemdi. Hele başroldeki kadın oyuncumuz Frances Mcdormand döktürmüş resmen.
Hele bir de Dixon (Sam Rockwell) karakteri yok mu Yeşil Yol'da da aynı şekilde sinirimi bozmuştu. Adam psikopat karakterler için biçilmiş kaftan. Hoş burada biraz daha farklı bir durum söz konusuydu.

Filmde kısa kısa gözükse de  Game of Thrones'dan minik Lannisterımız da vardı.

Filmin konusu kısaca şöyle; Mildred Hayes, tecavüze uğrayıp vahşice öldürülen kızının katilinin bulunmamasının sebebini kasabanın şerifi ve ekibinin bu konu üzerindeki yetersiz çalışmaları olarak görür. Kasabanın girişindeki 3 reklam panosunu bir yıllık kiralar ve verdiği reklamla şerifi suçlamaktadır. Artık tüm kasabaya karşı tek başınadır.

En sevdiğim sahnelerden birinde Mildred Hayes şöyle diyor; "Hala kimse tutuklanmadı. Nasıl oluyor şaşırıyorum. Tanrı olmadığı , dünya bomboş olduğu ve birbirimize yaptıklarımızın br önemi olmadığı için mi acaba ?" 

Ben çok sevdim filmi, tavsiye ederim.


4. Baby Driver

Filmi çok sevdim diyemem ama müzikleri çok güzeldi. Filmde karışık kaset hikayesi bana biraz Guardians of the Galaxy'i hatırlattı. Aksiyon filmlerini çok sevmem ama yine de sıkılmadan izledim.

"200 DAYS OF GRANNY SQUARE" 1. GÜN



Çok güzel dönüşler geldi dün, benimle birlikte başlayan arkadaşlarım var. 200 günlük yolculuğun ilk motifini yayınlamaktan çok mutluyum. Zamanla meydan okumaya katılan arkadaşların motif hikayelerini ve fotoğraflarını paylaşacağım. Eğlenceli olacak.

İlk motifim Jan Eaton - 200 crochet blocks adlın kitabından. Hava çok kapalı bugün sarıyı tercih ettim ki gözüm gönlüm açılsın. Nergis de biraz ilham verdi aslında.

Bir de dün izlediğim Baby Driver'da duyup çok beğendiğim bir şarkıyı ekliyorum. Havaya çok uyumlu oldu.

Sky Ferreira - Easy 

Nergis gibi mis kokulu günler.
Sevgiyle kalın.



22 Ocak 2018 Pazartesi

MEYDAN OKUMA BAŞLATIYORUM " 200 DAYS OF GRANNY SQUARE "


Gün eldeki yünleri değerlendirme günü.
Bir battaniye hayal edin. 200 tane farklı motiften oluşsun. Her güne bir motif, dilediğin rengi seç, motifler farklı boyda olsun ne farkeder. Birleştirirken bir yolunu bulursun.

Ben kendi kendime bir meydan okumaya (challenge) kalkıştım.
Adını da 200 days of Granny Square koydum.

Dünyada bir çok kişi böyle şeyler denemiş, sonuçlar muazzam.

Peki ne yapacağız?
Her gün kahve ya da çay yanında bir nefes molasında farklı bir motif yapacağız. Her motifi yaparken ya güzel hayaller kuracağız ya da eski mutlu bir anımızı düşüneceğiz. Parçaları birleştirdiğimizde mutluluğumuz katlanacak. Sonunda belki altında sıcacık ısınırız ya da ihtiyacı olan birine veririz onu ısıtır ya da ürünlerinizi satıyorsanız bu battaniyeyi satıp bağış yapabilirsiniz. Mutluluğumuzu başka birini mutlu ederek daha da arttırırız.

Bu kadar motifi nereden bulacağım derseniz ; o kadar güzel bloglar var ki ücretsiz motif tarifleri var, dilerseniz kendiniz uydurduğunuz bir tarifi yapabilirsiniz ya da benimle bu meydan okumaya başlarsanız, karşılıklı motiflerimizi paylaşırız.
Kısacası istedikten sonra bir şekilde yaparız.

Bu meydan okumayı instagram ile aynı aynda yürütmeyi hedefliyorum. Oradan da takip etmek isterseniz hesabım : @ezgissimo 
Her gün fotoğraf ve motif paylaşabilmeyi umut ediyorum. Ama yoğun olabilirim, motifleri yapıp bir kaç günlük toplu yazı olarak koyabilirim bloga. Özgürüm, özgürsünüz.

TEK KURAL GERÇEKTEN İSTEMEK VE 200 GÜN BOYUNCA HER GÜN FARKLI BİR MOTİF YAPMAK ! 

Ben varım, benimle bu yolculuğa çıkmak isteyenler bana yorum yazarak ya da mail atarak katılabilir. Neler yaparız konuşuruz.
mail adresim : ezgitandogan@gmail.com

Güzel olacak,
sevgiyle kalın

Bir kaç örnek fotoğraf koyuyorum ki sonucun nasıl güzel olabileceğini hayal edelim. Fotoğraflar alıntıdır ve üzerine tıkladığınızda sizi kaynağına götürecektir. 
















19 Ocak 2018 Cuma

SICAK ÇİKOLATA TADINDA FİLMLER / FRIDAY FAVORİTES



Bugünlerde hava kapalı ve oldukça soğuk. Günlerden cuma, belki hafta sonu evde kalmak, rahat pijamalarınızla dinlenmek istersiniz. Ya da gezer dolaşır eve döner akşam bir film izlemek istersiniz. Aklınızda bir film yoksa, bu listeye bir bakın derim. İçinizi ısıtacak sıcak çikolata tadında filmler listeledim. 

Mutlu cumalarınız olsun. 
Hafta sonunuz güzel geçsin.

Not : Görsel pinterestten alıntıdır.


1. You've Got Mail 
Böyle bir liste yapacağım ve içinde Meg Ryan olmayacak ne mümkün. Küçüklüğümden beri Meg Ryan hayranıyım. Şimdiki halleri pek hoşuma gitmese de eski filmlerinin yeri bende ayrı. Hele bu filmdeki Meg Ryan'ın dükkanı varya, benim dükkan hayallerim o yerle başladı. 
İzleyin mutlu olun derim :) 


2. Love Actually 
Çoğunuz izlemiştir diye düşünüyorum. Tam bir noel filmi, oyuncu kadrosu çok tatlı. 


3. Notting Hill 
Böyle bir listenin olmazsa olmazlarından bir diğer elemanı da Hugh Grant. İngiltere'de geçen güzel bir film. Kendi halinde kitapçımız ile meşhur oyuncumuzun yolları tipik bir şekilde kesişir. Bildiğiniz romantik film ama izleyin üzülmezsiniz. 
Hele o pazardaki çiçekçiler yok mu o sahneye bayılıyorum ? 


4. The Notebook 
Benim böyle listelerim var, ruh halime göre açar izlerim. 5. seferden sonra tüm filmi dikkatle izlemesem bile o film öyle dönsün isterim. Ya da bazen televizyonda denk gelirim sevinip izlerim. Bu onlardan. 1940'larda geçiyor o yüzden daha da bir seviyorum :) 


5. The Holiday
Afişe bakıca bile yüzümde gülümseme oluştu. Bu filmde en çok Kate Winslet'in evini seviyorum hatta bayılıyorum orası bizim olsun. 


6. The Magic of Belle Isle 
Morgan başkan var filmde. Bu adam öyle biri ki, sanki başım sıkışsa, sorunum olsa bir bilge gibi beni dinleyip öğüt verir gibi hissediyorum. Kahramanımız, alkol bağımlısı bir yazar. Artık yazamaz hale gelir ve arınmak için yazlık ev kiralar. Orada yaşan bir kadın ve kızları arasındaki ilişki herkese iyi gelecektir. 


7. I Love You, Man 
Gülmek istiyorsanız izleyin derim. Çok eğlenceli :) 


8. One Fine Day 
Tipik bir romantik film ama güzel :) Michelle Pfeiffer da George Clooney da gençler. Afişi görür görmez gülümsedim. 


9. My Sister's Keeper 
Çok ağladım bu filmde, yine de güzel. İzleyin beğenceksiniz. 


10. Life As A House 
Anakin Skywalker var filmde :) Kahramanımızın babası ile ilişkileri sıkıntılı. Yaz tatilinde bir ev inşa etmeye başlarlar. Birlikte inşa edilen ev, aralarındaki ilişkiyi de yeniden inşa etmelerini sağlar. 
Sıcak bir film ev gibi. 



11. The Emperor's Club 
İdealist bir öğretmenin hikayesi. 7'den 70'e herkese uygun bir film. Bu film tam bir pazar günü filmi. 


12. HACHI: A Dogs Tale 
Pazar günü filmleri kategorisine girecek bir film daha. Hayvan severler bayılır bu filme. Ben çok ağladım. Japonya'da meydana gelen gerçek bir hikayeyi anlatıyor. Yıllar boyu sahibini beklediği tren istasyonuna heykeli dikilmiş. Nasıl bir sadakattır bu böyle. 




15 Ocak 2018 Pazartesi

NELER YAPIYORUM / HERE & NOW



Bir yandan çayımı içip bir yandan şu en sevdiğim neler yapıyorum yazısını hazırlıyorum. Bu yazı dizisi beni öyle motive ediyor ki. Hep yeni bir şey denemek istiyorum fotoğraflamak için. Yeni yıl hazırlıklarında elimdekilerin çoğunu hediye ettim, sipariş aldım derken hazırda pek bir şey kalmadı.
Aslında bir fırsat bulabilsem broş ve anahtarlık yapıp biriktirmek istiyorum.

Ama o zaman bende yok şu an. Mesela geçtiğimiz hafta İstanbul turnem vardı, döndüm hemen Trabzon turnesine gittim.
Yorucu bir haftadan sonra sakin ve bol ev işi içeren bir pazartesi geçirdim.

Bu arada İstanbul turnesinde sevgili Begonvil Sokağı ile tanışma fırsatı yakaladım. Aynı blogu gibi sıcacık ve çok  hoş sohbet biri :)

E hadi o zaman çok bekletmeyim de başlayım

Seviyorum / Loving : Çok leziz ve sulu portakal aldım pazardan. Onu çok seviyorum. Prova olmadığı günler sabahları uyumayı seviyorum.

Yiyorum / Eating : Kış sebzeleri ne ise onları yiyorum. Bazen döndür döndür aynı şeyleri yiyormuşuz gibi geliyor ama ne yapacaksın hayat. Eminim hepinizde aynı durum vardır.
Buzlukta enginar var hem de İzmir'den bu hafta listemde o var :)

İçiyorum / Drinking : Bol bol su ve bazen kahvaltıya mandalin suyu sıkıyorum tatlı tatlı

Hissediyorum / Feeling : Günler çok hızlı geçiyor gibi hissediyorum.


Yapıyorum / Making : Amigurumi broş yapmışlığım var. Ufak oldukları için yapımı kolay gelmişti, kendimi biraz geliştirmek ve biraz daha büyük bir şeyler yapmak istedim.
İnternette ücretsiz tarifler var. Ama bir de ücretli olup aşırı şirin olanlar var.
Yavaş yavaş çok beğendiklerim alıp deneyeceğim.



Gördüğünüz ayıcık ailesinin adı Mr.Luiwood. Bu ismi ben koymadım, tasarlayan kişi öyle uygun görmüş. Diğer tasarımlarına bakmak isterseniz şuraya bir tık @mr.luiwood. Bu ayıcıkların ismini de tasarımını da çok beğendim. Atkılar benim fikrim oldu, kendimden de bir şeyler eklemek lazım diye düşünüyorum :)


Evet gelelim ilk fotoğraftaki kendini tavşan zanneden ayıcığa. Adını Bibi koydum.
İnstagramda çok severek takip ettiğim sevgili Seda @kedito öyle güzel amigurumi oyuncaklar tasarlıyor ki anlatamam. Bu tarifleri çok da güzel ve kolay yazıyor. Çok beğendiğim bu modelin yapılışını bana hediye etti. Ne kadar tatlı insanlar var bu dünyada.


Bir de şu sıralar ucuzluktan aldığım apple ipler ile güzel bir şeyler düşünüyorum. Örülmesi çok kolau değil bana kalırsa. Ama tamamen doğal içerik olması ve renkleri ile gönlümü kazandı. O yüzden zorluğuna katlanıyorum. Gülü seven dikenine katlanır misali. Çok sevdiğim bir model var. Adı Sunburst Granny Square. Onu deniyorum,
Daha 6 tane motif yaptım ama güzel bir şey gelecek diye umut ediyorum :)
Bileklere kuvvet !




Hayalini kuruyorum / Dreaming : Bir sürü şeyin hayalini kuruyorum. Hangimiz kurmuyoruz ki :)

Okuyorum / Reading : Çok sevdiğim yazar Ayfer Tunç ile devam ediyorum okumalarıma. Dünya Ağrısı'nı okuyorum.

İzliyorum / Watching : Şu sıra Bora ile iki güzel dizi izledik. The Sinner ve The OA. Tam bir dizi çılgınıyım sanırım. Ama adamlar yaratıcı, harika diziler yapıyor. Bir de bizim türk dizilerine bak. İnsanların başına gelen pişmiş tavuğun başına gelmez. Şimdi yeni bir diziye başlayacağız. Dark, Imdb'de 8.8 puan almış. Merak ediyorum, bakalım nasıl.

Ve ilk kez bir meydan okumaya katıldım. Sevgili Sibelynka Altın Küre Çelıncı başlatmış.  İzlediklerimiz üzerine konuşup yorumlarımızı paylaşırız diye düşündüm ve bu eğlenceye katıldım :) Bir dolu film var bakalım ne kadarını izleyebileceğim.
Bence bir bakın derim.

Şimdilik benden bu kadar, çayım bitti doldurayım.
Sevgiyle kalın...





13 Ocak 2018 Cumartesi

SEVDİĞİM ŞEYLER / THINGS THAT I LOVE



Bir hayalim var, mini minnacık bir dükkanım olsa ne güzel olur diyorum bazen. Ne satacağıma bile karar veremediğim bir hayal benimkisi. Çocuk kitapları olsun o dükkanda çok isterdim. Masal günleri düzenleyim ama sonra el işleri dünyasına dalınca biraz daha farklı bir yöne de kaydı isteklerim. Hayalimdeki dükkan hep çocuklarla ilgili ya da içindeki çocuğu kaybetmeyenler için olsun istiyorum.
Belki gerçekleşir belki gerçekleşmez ya da taaa emekli olduğumda gerçekleşir bilinmez. 

Keşke diyorum, ülkemizde dükkanların önü hep güzel olsa. Aslında biraz boya ve boool yaratıcılıkla dükkanların önünü ya da koca bir şehri ne kadar estetik hale getirebiliriz. 
Mesela tüm gri duvarları çocuklara resim çizmesi için versek ne kadar güzel bir şey ortaya çıkar bir düşünün. 

Çok sevdiğim pinterest ve tumblrda gezindim, güzel dükkan önleri gördüm bol bol hayal kurdum. Ve kendime söz verdim. Artık ne zaman beğendiğim bir dükkan görsem onu fotoğraflayacağım. Öyle de bir koleksiyonum olsun istiyorum :) 

Bol bol hayal kurduğunuz, gökkuşağı renkleri kadar canlı bir hafta sonunuz olsun..


















© Ezgi. Made with love by The Dutch Lady Designs.